İlginçlik sadece pandemi ile de başlamadı. Doğduğum yıldan günümüze bakıyorum şöyle geriye dönüp. İlginçliğin ivmesi logaritmik şekilde artıyor. Sonra biraz daha geriye gidiyorsun. Bir nokta belirliyor ve oradan günümüze alıyorsun zamanı. Aynı artış devam ediyor. Bir ivme var. Değişim, dönüşüm her zaman olmuş medeniyet tarihi boyunca. Ancak hiç bu kadar hızlı olmamış. İşin garibi önümüzdeki yıllarda hız daha da artacak ve “Hiç bu kadar …” ile başlayan cümleleri duymaya da devam edeceğiz. Tıpkı son 15 yıldır katıldığım her konferansta duyduğum gibi.
İvme o kadar artıyor ki hızlandıkça kaçırdığımız detaylar da, kaybettiğimiz ince düşünceler, güzellikler de aynı şekilde çoğalıyor. Devamlı tüketmeye ve hızlanmaya ve çoğaltmaya odaklı insanoğlu ardına baktığında tüketilmiş doğa, yitirilmiş kültürel değerler, kaybedilmiş iyi duygularla nihayetini kestiremediği yere doğru koşturuyor. Dünyayı değiştirmeye gücü yetecek bir süper kahraman değilseniz siz bu akışta ne yapıyorsunuz?
Önümüzdeki 10 yıl içerisinde şu an bulunan mesleklerin pek çoğu yok olacak. Kalanların isimleri aynı olsa da yaptıkları işler, yapış biçimleri değişecek. Öncelikle bu dönüşüme ayak uydurmanız gerekiyor. Devamlı tetikte olmalı, çevik davranmalısınız. Fırtınada karşınıza çıkacak dev dalgalara karşı hem psikolojik, hem deneyim bilgi birikimi, hem de yeniliklere açık olarak dayanıklılığınızı arttırmanız lazım.
İletişim en temel ihtiyaç, gereklilik. Araçlar, amaçlar, yöntemler de bu ivme, akış, fırtına ne derseniz adına o süreçte değişecek. Dönüşecek. Eskiden şöyleydi böyleydi mazeretlerini ve mızmızlanmayı bırakıp yeni araçlara, yöntemlere ve iletişim stillerine ayak uydurmanın zamanı. Doğru olan ne? Bilmiyorum. Bulursanız hepimize söyleyin ama büyük ihtimalle yarın değişmiş olacak. Ve değişim ivmesi artmaya devam edecek.
Yaşadığımız ilginç zamanlarda kültür kodları, iletişim biçimleri, iş yapış biçimleri, aile yapıları, çocuk yetiştirme yöntemleri, meslek edinme yolları, sanat yapma şekli, Devletlere bakış şekli, üretme ve tüketme metodları, paralar, piyasalar… insana dair ne varsa hepsi değişiyor. Bundan kaçış yok. Bu ivmeyi kimse durduramayacağı gibi geriye de çeviremeyecek. Ne bonkör davranarak zihnimizde yücelttiğimiz geçmişimize takılmalı, ne de distopik senaryolara bakarak enseyi karartıp gelecekten ümidimizi kesmeliyiz. İçinde bulunduğumuz zamanın dinamiklerini iyi analiz ederek çeviklik (agilitiy) ve dayanıklılığımızı (resillience) arttırmamız gerek.
Öncesinde hiç duymamıştım ancak Pandemi döneminde pek çok konuşmada duyduğum “İlginç zamanlarda yaşayasın.” Çin bedduası ne kadar doğru aktarımdır bilmiyorum ama ilginç zamanlarda yaşıyoruz. Bizden öncekiler de yaşadı. Bizden sonrakiler de yaşamaya devam edecek. Önemli olan bu ilginçliğin barındırdığı fırsatları keşfedip değerlendirebilecek bir altyapıyı kendimizde ve çevremizde oluşturabilmekte.
