Çok değil daha 5 yıl önce gerçek ötecilik diye çevirebileceğimiz “Post-truth“ kelimesi yılın kelimesi seçilmişti. Gerçeklik dediğimiz kavram bile tartışma konusu iken bundan sıkılan insanlar kendi oluşturdukları sanal iletişim dünyalarında, kendi gerçeklikleri içerisinde yaşamaya başlamıştı. Post-truth çağına sosyal medya platformlarının kullandığı algoritmaların da yoğun etkisi ile kendi görüşlerinde olan bir grup insan, görüş ve gerçeklik içerisinde takılmış insanların o gördükleri dünya (yankı odaları) dışındaki tüm bilgi kırıntılarını mantıksız olsa bile reddetmesi ile bambaşka boyuta geçmişti insanoğlu. Tabi ki bu gelişme bir günde olmadı… Ama sadece bilgi ve düşünce dünyasındaki gerçeklikten kaçışla da kalmadı.
Sanal Gerçeklik ve Metaverse Hayatımıza Giriyor
Geçtiğimiz günlerde geniş kitlelere yayılan Metaverse kavramı imaj tazelemek ve platformlardaki kan kaybını önlemek için Facebook tarafından akıllıca kullanılmış bir strateji ile şirketin tabelasına alındı. Haber kaynakları da çektikleri içerik sıkıntısından olacak konuyu köpürtmekte geç kalmadılar. Metaverse kavramının yaygınlaşması ve geniş kitleler tarafından bilinmesi önemli. Ancak bir dönem İnternet=Facebook bilgi seviyesinde olan bir kullanıcı kitlesi için de daha derinlemesine bilgi sahibi olma zamanı geldi. Sahip olduğu platformlar ile Meta (Facebook) şirketi hala çok güçlü konuma sahip ve metaverse evreni oluşacaksa buna en büyük katkı yapabilecek bilgi birikimi ve kaynak sahibi şirketlerin başında geliyor. Ancak Metaverse kavramı da Facebook gibi sicili kabarık bir şirketin insiyatifine bırakılamayacak kadar önemli.
Metaverse teriminin ilk kullanımı için 1992 tarihli Neal Stephanson‘ın Snow Crash (Pazazit olarak Türkçe’ye Çevrilmiştir.) romanına atıf yapılsa da altında yatan düşünce ve bunu gerçekleştirmeye yönelik teknolojik gelişmeler yüzyıldan öncesine kadar gidiyor.
Neden bu kadar ilgi gördü? Ve neden şimdi diye baktığımızda Pandemi olmasa bu kabul ortamının gerçekleşmesi belkide 5 ile 10 yılı bulabilirdi. Hepimiz video konferans yapılabileceğini uzun süredir biliyorduk. Zaten bulutta çalışmaya başlayalı da çok olmuştu ama uzaktan dağınık yapıda çalışmanın, sanal dünyada etkinlik yapmanın, sanal dünyada deneyim yaşamanın en normalleştiği dönem, şuan hayatta olanlar için bugüne kadar yaşadıkları en anormal dönemde oldu. Pandemi döneminde. Paradigma kaymaları, kırılmaları ve yeni paradigmaların doğmasına şahitlik ediyoruz hep beraber.
Önce Yoğurtistan Vardı
Meta şirketinin (nam-ı diğer Facebook) lansman akşamı hemen aklıma yıllar önce ekibi ile tanıştığım ve kurucusunun da Yeni Medya Yüksek Lisans programından hocam olan Cemil Türün’ün olduğu Yoğurtistan ekibinin geliştirdiği, merkezinde “Kayme” (Para birimi olan) yerli girişim geldi. Yoğurtistan döneminde çok önce çıkmış bir girişimdi. Ve doğal olarak battı. Yine öğrendiğimiz en önemli derslerden biri de zamanında önce yapılan ileri teknoloji girişimler bakmaya mahkumdur.
“Gözler Yoğurtistan’ı arıyor.” Diye yazdığımda Cemil hoca yıllar önce o modelin hatalı olduğunu anlayıp merkeziyetsiz olacak bir metaverse’ün ancak başarılı olabileceğini iletmişti. Üstüne biraz düşündüğümüzde yeni internet dediğimiz yapının günümüz internet yapısından temelde farklı olması gerekiyor. Merkezi dağınık da olsa server çiftliklerinden yayında olan web siteleri yerine ağda dağılmış ve merkezi yok olmuş, kapatması plratikte mümkün olmayan bir internet altyapısı. Bunu ilk etapta düşündüğünde beyin hep ezbere kaçıyor. Daha hızlı atları düşünüyoruz. Ancak bize çok daha farklı bir araç gerekiyor. Onu da farkında olarak veya olmayarak her gün inşaa ediyoruz.
Günümüzde ister Facebook Horizon platformundan, isterseniz Roblox oyunundan isterseniz farklı oyun ve deneysel platformlardan metaverse (karma gerçeklik üzerine inşaa edilmiş) zenginleştirilmiş dijital dünyayı deneyimleyebilirisiniz. Çok da uzak olamayan bir zamanda çoğunluk için içinde bulundukları gerçeklik de yeterli olmayacak. Baktıkları yönde hava ile ilgili zengin bilgilerden, karşısındaki kişinin hakkında detaylara kadar. Hatta yerlerinden kalkamadan çalışmaya gitmeye de başlayacaklar, eğitimlerini de bu şekilde tamamlamaya çalışacaklar.
Metaverse’de de reklam göreceğiz, verilerimiz yine satılmaya hazır, zihinlerimiz manipülasyona açık olacak eğer kendi gerçekliğimiz bize yetmemeye başlarsa. En azından ortalama 5 inch’lik ekranlardan daha geniş ekrana geçişi temsil eden bu dönemde ne kadar insanlığı ileriye taşıyacak ideallerimize erişmek için fedakarlık vereceğiz göreceğiz.
Merkeziyetsizlik üzerine kurulmuş bu platform belki de mevcut internet ile sağlayamadığımız bilginin demokratikleşmesinin gerçekleşmesini sağlayacaktır. Gerçeklik yetmediğinde zenginleştirilmiş gerçeklik peşinde koşacak kitleler. Ama o gerçeklik kabul ettikleri zenginleştirilmiş dünya manipülasyona biraz daha açılmış olacak. Tıpkı zihinlerimizin kandırılmaya daha hazır olacağı gibi.
P.S. Metaverse Nedir? – Wikipedia (EN) – Türkçe açıklama eksik olmakla birlikte https://tr.wikipedia.org/wiki/Metaverse
[…] demokratikleşmesi hikayesi olarak başlayan web 2.0, 2020’li yıllara geldiğinde gerçeklikten kopmuş, post-truth çağında yaşayan kitlelerin yaşadığı, doğru ve gerçek bilginin ise çok derin […]
[…] serisi: Önceki yazılar 1, […]